Türkiye’de nüfus yoğunluğuna bağlı olarak ve gelişen bir ülke olduğumuz düşünülürse eneri ihtiyacı gün geçtikçe artmaktadır.
Dünyada enerjinin en çok kullanıldığı alan ise aydınlatmadır. Türkiye’de aydınlatma aracı dediğimiz zaman ilk akla gelen floresan lambalardır.
Türkiye’de 1999 depreminden sonra floresan lamba üretimi durdurulmuştur ve dışa bağımlılık ortaya çıkmıştır. Belirtildiği gibi gelişmelere ve nüfus artışına bağlı olarak gün geçtikçe aydınlatmaya daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Aydınlatma araçları arasında en büyük paya sahip olan floresan lambaların Türkiye’de üretimi olmadığı gibi bertaraf ve geri kazanım/geri dönüşüm işlemleri de yoktur. Bundan kaynaklı bozulan ve kullanılmayan floresan lambalar doğal alana gün geçtikçe daha fazla zarar vermeye başlamaktadır ve doğal yaşamı etkilediği gibi insan sağlığına da zarar vermektedir. Yapılan araştırmalar ve çalışmalar sonucu floresan lambaların barındırdığı cıvanın geri kazanımı/geri dönüşümü sağlanabilmektedir. Böylece bundan arta kalan maddelerinde bertarafı daha kolay bir işlem haline gelmektedir.
Türkiye’de floresan lamba tüketim rakamları ve oluşan atık cıva miktarları net olarak bilinmemektedir. Floresan satışı ile ilgili faaliyet gösteren ve pazarı elinde tutan yani pazarda hakim olan markaların pazar payları yaklaşık %85’tir. Diğer küçük paya sahip markalar ise, yerli ve ithal birçok şirketten oluşmaktadır. Türkiye’de 1999 yılı depreminin ardından floresan lamba üretimi sona ermiştir. Floresan lambalar yurtdışında üretilip, Türkiye’de satışa sunulmakta veya ithal edilmektedir.
Cıva buharının solunum yoluyla veya deriden geçişi ile insan vücuduna nüfuz etmesi sonucunda merkezi sinir sistemi, akciğerler, böbrekler, deri ve üreme sistemi üzerinde olumsuz etkileri görülebilir. Uzun süreli düşük düzeyde cıvaya maruz kalmak, kişiden kişiye farklı belirtiler yaratabilir. Yorgunluk, iştah kaybı, kilo kaybı, uykusuzluk, hazımsızlık, ishal, ağızda ya da boğazda yanma, ağızda pas tadı, diş etlerinde yanma ve diş eti iltihabı, asabiyet artışı, hafızada zayıflama ve adale titremeleri, bu belirtilere örnektir (Ledayled, 2014).
Kompakt floresan lambalar ve floresan lambalarla birlikte evlerimize ve iş yerlerimize bol miktarda cıva girmektedir. Enerji tasarruflu ampullerde bulunan cıva miktarının 5mg/lamba aşmaması yasalarla sağlanmaktadır. Ancak cıvanın düşük konsantrasyonları bile insan sağlığı için son derece zararlıdır.
Cıva, sahip olduğu buhar basıncı sebebiyle oda sıcaklığında uçucu haldedir ve hemen cıva buharı oluşturmaktadır. Cıva öncelikle deri ve mukoza zarlarını tahriş etmekte ve bazı kişilerde deri hassasiyeti yaratabilmektedir. Bu yüzden kırılan floresan lambalara ve tasarruflu ampullere dokunmak, tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Tasarruflu ampul ve floresan lambaların zararlı etkilerinden korunmak için söz konusu lambalar kırıldığında veya patladığında yapılması gereken koruma önlemleri şu şekildedir.
- Kırıklara asla basılmamalıdır ve lambanın kırıldığı ortamdan uzaklaşmak gereklidir. Ortam en az 15 – 20 dk havalandırılmalıdır.
- Kırıklar ve yerlere saçılan cıva partiküllerini temizlemek için elektrik süpürgesi gibi aletler kullanılmamalıdır. Ortama salınan cıva partikülleri elektrik süpürgesi yüzünden ortama yayılabilir.
- Plastik eldiven takılmalı ve cıva partiküllerini ise ıslak yüzey oluşturularak temizlenmelidir. Toplanan kırık parçalar bir plastik torba içine alınmalı ve bu torba mümkünse kimyasal atık konteynerine atılmalıdır.
- Kırık ampulden çıkan toz solunmamalıdır.
- Kırık ampul parçalarının temas ettiği kumaş, cıvayı tutmaktadır. Tekrar kullanımlarda kumaşa geçen cıvanın ortama salınma riski olduğundan bu ürünlerin tekrar kullanımından sakınılmalıdır (Ledayled, 2014).
Yazar: Cihan YEŞİL / Çevre Yüksek Mühendisi - İnşaaat Teknikeri
Mavi Bayrak Yerel Sorumlusu
Bizleri desteklemek ve tüm güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi sosyal medyada takip ediniz...