“Termik santral, ısı enerjisini elektrik enerjisine çeviren enerji tesisleridir.
Termik santralde katı, sıvı, gaz yakıtlarda bulunan kimyasal enerji elektrik enerjisine çevrilir ve termik santrallerin çoğunda birincil yakıtların yakılması suyu ısıtır ve buhara dönüştürür. Buharın basıncı elektrik üreten buhar türbinlerini çalıştırır. Ardından buhar yoğunlaştırılır ve sisteme geri döndürülür. Termik santraller, fosil yakıtlar, nükleer enerji, biyokütle ve atık dahil olmak üzere birkaç farklı türde ısı kaynağı kullanabilir.”
Türkiye’nin sahip olduğu en bol fosil kaynaklı yakıt, düşük-kaliteli ve yüksek derecede kirlenmeye yol açan linyittir ve en bol bulunduğundan ülke enerji üretiminin belkemiğidir. Ancak bu tür kömürün kullanımı çok yüksek miktarlarda kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOx), karbonmonoksit (CO), Ozon (O3), hidrokarbonlar, partiküler madde (PM) ve kül oluşturmaktadır. Bu atıklar, çevre sağlığına çok çeşitli biçimlerde etki eder. Bu olumsuz etkileri şu şekilde bahsedebiliriz ve örneklendirebiliriz:
Baca Gazları ve Atıklarının Etkileri
Eğer herhangi bir filtre kullanılmazsa 100 megawatt gücünde kömürle çalışan bir termik santralın kirletici etkileri aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Kükürt dioksit (SO2) |
45,000 ton/yıl |
Azot oksitler (NOx) |
26,000 ton/yıl |
Karbonmonoksit (CO) |
750 ton/yıl |
Katı partiküller (PM) |
32,500 ton/yıl |
Hidrokarbonlar |
250 ton/yıl |
Kül |
5,660 ton/yıl |
Tablo:Türkiye Çevre Sorunları Vakfı
SO2 ve NOx gazları asit yağmurlarının oluşumundan birinci derecede sorumludurlar. Bacalardan atılan kükürt ve azot oksitler, hâkim rüzgarlarla ortalama 2- 7 gün içerisinde atmosfere taşınırlar. Bu zaman süresi içinde bu kirleticiler, atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfürik asit ve nitrik asidi oluştururlar. Bunlar da yeryüzüne yağmur ve kar ile ulaşır. Böylece baca gazları ikinci kez ve daha geniş bir bölgeye etki etmiş olurlar.
Bölgenin arazi yapısı ve hava koşullarına bağlı olarak, etki yüzlerce kilometreye kadar yayılabilmektedir. Asit yağmuru denilen bu olgu yalnızca canlılar için değil, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri için de önemli bir tehlike oluşturmaktadırlar.
Asit yağmurları, yaprakların stomalarına girerek yaprağın su dengesini sağlayan sitoplazmanın asitleşmesine neden olurlar. Bunun sonucunda sıvı kaybeden yaprak, kısa sürede ölür. Bu şekilde ağacın hastalıklara dayanıklılığı azaldığından zararlı böceklerin istilasına uğrar ve ölümü hızlanır. Ayrıca giderek zayıflayan ve yaprak kaybeden ağacın tepe çatıları seyrekleşerek rüzgâr perdesi görevini yapamaz ve ağaç rüzgârdan devrilebilir. Asit yağmurunun toprağa düşmesi sonucu toprağın asiditesi artar ve bu kuvvetli asidik çözeltiler topraktaki Ca++, Mg+ , K+ gibi minerallerin kaybına neden olur. Bu mineraller ağaçların büyümesi ve kendilerini yenilemeleri için yaşamsal öneme sahiptirler. Toprakta PH %5’ in altına düşerse toprak sıvısı içinde alüminyum ve ağır metallerin konsantrasyonu artar. Kurak mevsimlerde topraktaki nemin azalması sonucu bu maddeler iyice yoğunlaşır ve bitki kökleri için öldürücü etki gösterirler. Ayrıca kloroplastlarda biriken SO2 yaprağın fotosentez yapmasını engeller ve bu yolla da ağaca zarar verir. Tüm bunların sonucunda ağaçların yeşil sürgünleri gelişmeyip kurumakta, yaprakları dökülmekte, çiçek ve meyve vermemektedir.
Termik santral küllerinin toplandığı alanda yani kül depolarında oluşan Radon gazı (Ra222) havaya ulaşmaktadır. Bu küllerin üzeri toprakla örtülse dahi toprağın gözeneklerinden geçen Ra222 havaya karışır. Ra222 3.8 günlük bir süre içinde Polonyum’a (Po210) ve aktif kurşuna (Pb210) dönüşebilmektedir. Bu nedenle kül yığınları çevreye radyoaktivite yayar. Bacadan atılan maddelerin içinde belki de en önemlisi, linyitte bulunan ve yanma ile açığa çıkarak etrafa yayılan uranyumdur. Küllerdeki uranyum da ayrı bir sorun yaratmaktadır.
Atık Sular ve Etkileri
Termik santrallar soğutma, buhar elde etme ve temizleme gibi çeşitli amaçlarla su kullanmakta ve tüm bu işlemler sonucunda tonlarca atık su oluşturmaktadırlar (Su arıtma tesisi atık suları, su- buhar çevriminden kaynaklanan atık sular, cüruf teknesi taşıntı suları, temizleme suları, yağlı sular, evsel atık sular ve yağmur suları, kömür stok sahası drenajları). Bu miktar ve özellikteki atıkların ne kadar işlemden geçirilirse geçirilsin, çevre kirliliğine yol açması kaçınılmazdır. Çünkü sonuç olarak bu sular ya toprağa ve yeraltı sularına ya da bir şekilde denize ulaşacaktır.
Termik Santral Nasıl Çalışır?
Termik santrallerde ise kömür, doğalgaz, çöp, fueloil, linyit gibi maddeler yüksek sıcaklıklarda yakılır ve büyük bir kazandaki ve boru sistemlerindeki su ısıtılır ve yüksek basınçlı buhara dönüştürülür. Bu buharın yüksek basıncı türbinleri döndürür. Türbin de alternatörü çevirerek elektrik enerjisi üretilmesini sağlar.
Daha önceki yazılarımızda da değinmiştik. Elektrik üretilmesi için bir dönme etkisine ihtiyaç vardır. Bir elektrik üreteci yani generatör dönme etkisiyle mıknatıslanmalı ve elektrik üretmelidir. Generatöre dönme etkisini verecek bir kaynak gereklidir. Bu kaynak hidroelektrik santrallerde su basıncı, rüzgâr santralinde rüzgârın itme kuvvetidir.
Termik santral çalışma prensibi sırasıyla şöyledir:
- Doğalgaz, kömür, fuel-oil gibi yakıtlar kazanlarda yakılır.
- Kazanlarda oluşan yüksek basınçlı buhar tribüne gönderilir.
- Türbin dönme hareketi yapmaya başlar ve türbine bağlı elektrik üretmekle görevli alternatörü döndürmeye başlar.
- Alternatör elektriği üretir ve üretilen elektrik yükseltici trafolar vasıtasıyla yüksek gerilime çevrilerek iletim hatlarına gönderilir.
- Oluşan sıcak buhar soğutma kulelerine gönderilerek soğutulur ve bu çevrim sürekli devam eder.
Türkiye’deki Termik Santraller
Kurulu gücüne göre Türkiye’de bulunan en büyük 10 termik santral:
Termik santralin kaynağı yukarıda saydığımız fosil yakıtlar olduğundan ve bu fosil yakıtların rezervinin tükenme ihtimali olduğundan dolayı termik enerji yenilenebilir bir enerji değildir aynı zaman da çevreye ve halk sağlığına tehdit oluşturmaktadır.
Yazar: Gamze CİVELEK
Bizleri desteklemek ve tüm güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi sosyal medyada takip ediniz...