İÇ SULAR [Inland waters] Denizler ve okyanuslar dışında yeryüzündeki tüm su kaynakları.
İÇSELLEŞMİŞ ATIK [Internalized waste] Aynı tesis içinde yeniden işlenip kullanılan atık.
İÇTEN YANMALI MOTOR [ICE = internal combustion engine] İçinde yakıtın belirli bir alana hapsedilerek, mekanik enerji elde etmek amacıyla yakıldığı aygıt.
İKİNCİL HAVA KİRLETİCİLERİ [Secondary air pollutants] tmosfere bırakılan birincil hava kirleticileriyle atmosferde doğal olarak bulunan kimyasal maddelerin tepkimeye girmeleri sonucu oluşan hava kirleticileri. Bk. Birincil Hava Kirleticileri.
İKİNCİL İŞLEM [Secondary treatment] Çökelmeden sonra, aktif çamur veya çürütme gibi biyokimyasal işlemlerle endüstriyel veya evsel atık suyun arıtılması.
İLAVE (ÖNLEMLER, DONANIM) [Add-on (measures, equipment) ] Kirliliği denetlemek ve sınırlamak için kullanılan ek önlemler yâda donanım.
İLAVE SU [Make-up water] Sistemde sızıntı, buharlaşma, boşa akma, patlak gibi nedenlerden kaynaklanan kaybın giderilmesi için sağlanan su.
İLERİ ARITMA [Advanced treatment] Biyolojik arıtma sonrası atık suyun kalitesini arttırmak için uygulanan fıziko kimyasal süreçlerin tümü.
İMARLI ALAN [Improved land] Su sağlanarak, kanalizasyon sistemi, yolları ve diğer temel donanımı oluşturularak daha yararlı hale getirilmiş toprak.
İMHOF TANKI [Imhoff tank] Kompakt yapıda olduğu ve mekanik donanım gerektirmediği için küçük arıtma tesislerinde kullanılan, içinde hem çökeltme hem de anaerobik çamur karıştırma işleminin gerçekleştiği, iki aşamalı lağım suyu arıtma tankı.
İNSAN EKOLOJİSİ [Human ecology] Bireylerin ve insan topluluklarının kendi çevreleriyle olan ilişkisini inceleyen ekoloji dalı.
İNSAN GÜBRESİ [Night soil]İnsan dışkısı.
İNSAN YERLEŞİMİ [Human settlement] Bir insan topluluğunun mesken tuttuğu yer. Geçici nitelikteki, kamp yeri gibi yerler bu tanımın dışındadır.
İNSAN VE BİYOSFER PROGRAMI [MAB = Man and the Biosphere Programme] Birleşmiş Milletler çevre Programı'nın yürüttüğü bir çalışma.
İNSANDAN KAYNAKLANAN [Anthropogenically-emitted] İnsan faaliyetleri sonucu oluşan.
İNŞAATA ELVERİşLİ ALAN [Buitdable area] Potansiyel inşaatlara uygun toprak.
İOM [Inert organic matter]Sabit organik madde.
İS [Smut] Bacadan çıkarak civardaki alana düşen küçük kurum parçası; sülfürik asit içeren isler asitli is olarak da adlandırılır.
İŞLETİM KAYIPLARI [Operational losses] Buharlaşma ve sızıntıdan kaynaklanan su kayıpları.
İŞYERI HAVASI [Occupational air] Fabrikalardaki yâda diğer işyerlerindeki kapalı mekânlardaki hava.
İYON DEGİŞMESİ [Ion exchange] Sıvı atık arıtımında kullanılan, sert suyu yeniden kullanmak için uygulanan yumuşatma işlemi. Bu işlemde sıvıdaki istenmeyen iyonlar sıvının içinden geçirildiği reçinedeki zararsız iyonlarla yer değiştirir.
İYONLAŞMA [Ionization] Nötr bir atomun yâda atom grubunun elektron kaybı yâda kazanılması yoluyla elektrik yüklü hale gelmesi süreci.
İYONOSFER [Ionosphere] Atmosferin yer yüzeyinden 80 kilometre ve daha yukarıdaki tabakaları.
İYOT 131 [Iodine 131 ] Bir gamma ışını yayıcısı ve genellikle inek sütüyle insanlara geçebilen bir kirlilik kaynağı.
İX REÇİNE [ IX resin]İyon değiştirici reçine.
İZ BÖLGESİ [Footprint] Uçak gürültüsünden akustik açıdan etkilenen alan.
İZİN VERİLEBİLİRAZAMİ YOGUNLUK[Maximumpennissible oncentration ]Normal ölçüde teneffüs edildiğinde yâda tüketildiğinde, kritik bir organ için azami makul dozu geçmeyen, havada, suda, sütte vb. bulunan radyoizotop yoğunluğu.
İZLEME PROGRAMI [Monitoring program] Herhangi bir kirletici maddenin varlığının, etkisinin yâda düzeyinin nicelik yada nitelik yönünden saptanması yada ölçülmesi amacıyla ölçüm donanımının karmaşık bir sistemle devreye sokulması.
İZOTOPLAR [Isotopes] Aynı elemanın değişik atom ağırlığındaki atomları.