
Gana’nın başkenti Accra’da gökyüzüne doğru yükselen dumanlar, uzaktan da görülebiliyor. Dumanın çıktığı noktaya yaklaştıkça adeta burun direğini sızlatan keskin bir koku gelmeye başlıyor. Koku, yanan kablolardan çıkıyor. Agbogbloşi semtindeki hurdalıkta kablolar çocuklar tarafından yakılıyor. “Benim adım Razat. İşim kablonun içindeki bakır telleri ayırmak. Kabloyu alıyor, etrafındaki plastiği yakıyoruz. Bu işten para kazanıyoruz" sözleriyle kendisini tanıtan Razat, işler iyi giderse, kablolardan çıkardıkları bakır tellerden günde 10 cedi, yani 5 euro kazanıyor. Bu, Gana’daki ortalama günlük gelirin üzerinde bir meblağ. Ailesi yoksul olan çocuklar için oldukça çekici bir para.
Ne var ki bu kazanç onların sağlığına mal oluyor. Agbogbloşi’nin toprağı ağır metallerle zehirlenmiş durumda, plastiğin yakılması sonucu açığa çıkan duman da zehirli. 16 yaşındaki Kwesi zehirle iç içe yaşadığının farkında. Kwesi, “Duman burnuna dolarsa hasta oluyorsun. Gözlerin ve burnun yanıyor. Ama buna yapmazsak, yiyecek ekmeğimiz olmaz" diyor.
Gana'da kabloların yakılarak imha edilmesi aslında sadece buzdağının görünen yüzü. Zira Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın tahminlerine göre bilgisayar, bilgisayar ekranı, cep telefonu, televizyon ve buzdolabı gibi elektronik cihazların atıklarıyla yılda ortalama 40 milyon ton elektronik çöp açığa çıkıyor.
Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift:
Agbogbloşi'deki çöplükte ise yanan bir buzdolabından çıkan duman gökyüzünü kaplıyor. Timothy, elinde elektronik hurdadan topladığı devrelerle etraftaki konteynırlerden birinin önünde oturuyor. Timothy, “Elimde bir bilgisayar ve bir DVD-çalardan çıkarttığım iki devre var. Bunları Çinlilere satıyorum, onlar da daha sonra bunları ihraç ediyor" diyor.
Çin'de kullanılmış devreler geri dönüştürülüyor, bu hem verimli hem de ekolojik bir yöntem. Gana'daki çevreye zararlı geri dönüşümlerin yerini daha iyi yöntemlere bırakıp bırakmayacağını ise zaman gösterecek.