
Hafta boyunca Rusya’yı yakıp kavuran yangınlar Çernobil’in nükleer atıklarının etkilediği bölgelere doğru yayılıyor. Bugüne dek resmi rakamlara göre 54 kişi hayatını kaybetti, 127 yerleşim yeri yandı, Rusya’nın 20 kadar bölgesi acil durum bölgesi ilan edildi, en azından üç milyon hektar orman yandı.
Neredeyse bir hafta boyunca ülkenin Sarov'daki Federal Nükleer Araştırma Merkezi orman yangınlarıyla çevrelendi ve büyük tehlike altına girdi. Neyse ki nükleer maddeler bölgeden uzaklaştırıldı ve Snezhinsk nükleer araştırma merkezi yakınındaki yangınlar söndürüldü.
Ayrıca, Hükümet yetkililerinin de sonunda kabul ettiği gibi yangınlar 1986 Çernobil felaketinden sonra kirlenen ormanları etkiliyor. Bu durum radyoaktif maddelerin atmosfere salınmasına neden olabilir. Riskler Çernobil felaketinin kendisiyle karşılaştırılamaz olsa da, dumandaki radyoaktif maddeler, bu duman solunduğunda oluşacak sağlık risklerini artıracak.
Türkiye'nin nükleer enerji planlarıyla bizlere yaşatacağı risk sadece 60–70 yıl değil yüz binlerce yılı kapsayacak. Hükümet, Türkiye daha Çernobil'in kötü mirasından kurtulamadan yeni riskler almak konusunda anlamsız bir acele içerisinde.
Rus yetkililerin tehlikenin boyutlarını kabul etmekte çok geç kaldığı bir dönemde Greenpeace Rusya, Rus vatandaşlarını ve uluslararası medyayı orman yangınlarının gerçek boyutları hakkında güncel olarak bilgilendiriyor ve detaylı haritalar ve uydu görüntüleriyle yangınların gerçek yayılım alanını kamuoyuna sunuyor. Greenpeace Rusya'nın web sitesi pek çok Rus için ülkenin karşılaştığı bu en şiddetli çevre felaketlerinden birinde tek güvenilir bilgi kaynağı oldu. Greenpeace Rusya'nın 6 çalışanı ve 14 gönüllüsü de yangınların izini sürmek üzere arazide bulunuyor. Ekip şu anda en çok etkilenen alanlardan bir olan Moskova ve Rjazan bölgesi arasındaki durumu gözlemliyor ve güncellemeleri bildiriyor.
Bu yangınlar Rusya'daki yetkililerin ve Rus nükleer endüstrisinin gerçekleri saklama alışkanlıklarını da bir kez daha ortaya koyuyor. Yetkililer yine önce var olan riski reddetme yoluna gitti ve daha sonra kabul etmek zorunda kaldı. Nükleer endüstriye -özellikle de Rus nükleer endüstrisine- güvenmek, en az nükleer enerji kadar büyük bir risk almak anlamına geliyor.Burada nükleer enerjinin bildiğimiz tehlikelerinin ötesinde bir durumla karşı karşıyayız. Nükleer enerji önceden tahmin edilemeyecek tehlikelerle dolu. Güneş ya da rüzgâr enerjisi tesislerine yaklaşacak olan bir yangın aynı tehditleri oluşturmayacaktı atmosfere. Nükleer enerjiye giderek daha bağımlı hale gelmek dünyamızı ancak daha az güvenli bir hale getirir.