
Raporunda yüzen adacıkların korunması ve turizme kazandırılmasının önemini vurgulayan Bulut, ''Oluşumu için binlerce yıl gereken yüzen adacıkların birkaç yıl gibi kısa sürede yok olabileceğine'' dikkat çekti.
Bulut, Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun kararıyla ''Tabiat Varlığı'' ilan edilen yüzen adacıklara ilişkin raporunda şu değerlendirmelere yer verdi:
''Baraj gölünde su tutulmaya başlanmasıyla birlikte su seviyesi yükselmiştir. Suların kabarmasıyla zemindeki bütün halindeki çayırlar ve turbalar yüzeye çıkmış, parçalanarak artan baraj yüzeyine dağılmış, belki de ülkemizin ve dünyanın en büyük yüzen adalarının yok olma süreci başlamıştır. Bu adaların sayısı yıldan yıla değişmekte, bazı yıllar üzerlerinde hayvan sürüleri otlatılmakta, çocuklar bu adacıklarda top oynayabilmektir.''
"Çiçek toprağı alınması tahribata neden oluyor"
Raporunda, sürekli hareket eden yüzen adacıklardan, kıyıya yanaştıklarında bazı şirketlerin torf (çiçek toprağı) aldığını belirten Bulut, şunları kaydetti:
''Bu da yüzen adacıkların tahrip olmasını hızlandırmaktadır. Göl içerisindeki yüzen adacıkların bitki örtüsü her bahar yeşermekte ve eski görünümüne kavuşmaktadır. Ancak, kıyıya yanaşan yüzen adacıklar bu imkandan yoksun kalmaktadır. Bu nedenle yüzen adacıkların kıyıya yanaşmalarının önüne geçilmeli.''
Kimilerinin yüzen adacıkların kendiliğinden yeniden oluşabileceğini iddia ettiklerini belirten Bulut, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, yüzen adacıkların mutlaka korunması gerektiğini söyledi.
''Yüzen adacıklar suların yükselmesi sonrasında aşırı rüzgarla sürüklenmekte ve kıyıya yanaşmaktadır. Suların ani çekilmesi sonrasında yüzen adacıklar karaya oturmakta, hızla kurumakta, bir süre sonra yok olmaktadır. Tahrip olan yüzen adacığın yeniden oluşması mümkün değildir. Bu nedenle yüzen adacıkların kıyıya yanaşmaları mutlaka önlenmeli. Yüzen adacıkların torf temini için kullanılmasına izin verilmemeli.'' (AA)