
Hava şartlarının bir gün gibi kısa süreli hava olaylarını ifade ettiğini, iklimin ise hava şartlarının uzun yıllar ortalamalarına dayandığını belirten Kadıoğlu, bu nedenle küresel iklim değişikliğini sorgularken, uzun dönemli değişiklikleri dikkate aldıklarını ifade etti.
Kadıoğlu, artık iklim değişikliklerinin yol açacağı olumsuzlukların etkisini en aza indirmenin yollarını aramak gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
Prof. Dr. Kadıoğlu, bu nedenle, dünyanın birçok ülkesinde meteorolojik afetlerin de zorunlu sigorta kapsamına alınmaya başlandığına dikkati çekerek, Türkiye'de de konuyla ilgili olarak bir kanun tasarısının TBMM'de beklediğini vurguladı.
''EN TEHLİKELİ AFET KURAKLIK''
Kadıoğlu, dünya üzerinde 31 doğal afet bulunduğunu ve bunların 28'inin meteorolojiyle ilgili olduğuna işaret ederek, bütün doğal afetler içerisinde entehlikesinin ise kuraklık olduğunu söyledi.
Kuraklığın, dere içindeki balıktan havada uçan kuşa kadar bütün canlıları çok yakından etkilediğini belirten Kadıoğlu, ''Kuraklıkla mücadele etmesi çok zordur. Kuraklık sosyo-ekonomik etkileri, kalıcılığı ve çözüm bulmadaki zorluk nedeniyle dünyadaki en tehlikeli doğal afet olarak kabul edilmektedir'' dedi.
Kadıoğlu, birkaç yıl önce ülke genelinde yaşanan kuraklığın İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde suların kesilmesine yol açması üzerine, herkesin küresel iklim değişikliği hakkındaki konuşmalara kulak kesilmeye başladığını dile getirerek, bu yıl ise barajların dolmasıyla konunun gündemden düşmüş gibi göründüğünü anlattı.
Geçen yıllarda yaşanılan kuraklığın ilerleyen yıllarda yeniden etkili olabileceğine dikkati çeken Kadıoğlu, bu nedenle geçmişte yaşananlardan ders çıkarılması ve ona göre önlem alınması gerektiğini ifade etti.
Kadıoğlu, Türkiye'de yoğunlaşan nüfus ve sanayi, iklim değişimi, kuraklık, kirlilik ve su havzalarındaki yapılaşma nedeniyle su kalitesi, arz ve talebinin sürekli değiştiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Ülkemizde kuraklık, geçmişte olduğu gibi gelecekte de büyük problemlere neden olabilecek. Bunun için yerel yönetimler su bütçelerini hazırlamalı, kuraklığı meteorolojik, hidrolojik, tarımsal ve sosyo-ekonomik yönü ile izlemeli ve gerektiğinde erken uyarı ile su tasarrufu gibi önlemlerin gecikmeden yürürlüğe girmesini sağlamalı. Bunun için de vatandaşların, ulusal ve yerel yönetimlerin, kurum ve kuruluşların kuraklık nedeniyle ortaya çıkabilecek problem ve etkilerinin zararlarını azaltmak için atılması gereken adımları tanımlayan 'Kuraklıkla mücadele planları' hazırlayıp uygulanmalı.''