Günümüzde küresel çapta yaşanan olumsuzluklar, dünyamızın gitgide kötüleşiyor olması, sularımızın azalması ve üstüne bir de aşırı derecede denizlerin kirlenmesi bize farkındalık yaratacak birtakım sorumluluklar almayı öğretiyor aslında.
Su tasarrufu yapmayı, denizlere çöp atmamayı, bu konularda bilinçlenmeyi öğreniyoruz. Bunların yanında bir de tükettiğimiz, kullandığımız, satın aldığımız hazır ürünlerin; özellikle de doğada kirletici olarak yer alabilecek, uzun süreler boyunca çözünmeyen, denizlerde hayvanların ölmesine sebep olan plastik ve türevi maddelerin zararlarını en aza indirgemeye çalışmalıyız.
Satın aldığımız plastik ve türevleri olan maddeleri alırken çevreye duyarlı olup olmadığını kontrol edebiliriz. Çevreye duyarlıdan kasıt, doğada çözünen, geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış, hayvanların yaşamını etkilemeyecek olan ve kirlilik yaratmayan olarak açıklanabilir. Bu kapsamda üretilenleri satın almak birçok açıdan hem kendi sağlığımız hem de çevre sağlığına fayda sağlamaktadır. Tam da bu noktada maalesef ki üretici firmalar tarafından yanıltılabilmekteyiz. Öyle ki, biz geleceğimizi ve çevremizi düşünürken onların tek derdi satış yapabilmek. Üstelik de yalanlar söyleyerek.
Bahsettiğimiz olay “greenwashing” yani “yeşile boyama” veya “yeşil aklama” olarak adlandırılıyor olup, üretici firmanın kendi ürünlerini pazarlama uğruna çevreye daha duyarlı olduğu konusunda yanıltıcı ve yanlış bilgiler vermesidir. Bir bakıma tüketiciye söylenen yalanlardır diyebiliriz. Şirketler yeşil aklamayı ürünün ambalajından, ürün reklamlarından veya etiketlerinden ve halkla ilişkilerden yola çıkarak yapabiliyorlar.
İnanılır gibi olmasa da dünyadaki en büyük karbon emisyonu yayan şirketler bile kendilerini çevreye duyarlı davranıyorlarmış gibi göstermektedirler ve bunu logosunda veya ürünlerinde yeşil rengi kullanıp, sloganlarında çevre olumlamaya yönelik sözler kullanarak yapabilirler. Bunları yapma nedenleri tam olarak “çevreye duyarlı tüketici” sayısının günümüzde daha da artış gösteriyor olmasıdır.
Campaign Türkiye’nin söylediğine göre Çevre odaklı bir danışmanlık firması olan TerraChoice 2007 yılından günümüze kadar olan bir araştırma yayınlıyor. “Greenwashing Günahları” adlı bu araştırmaya göre; sadece bir yıl içinde pazardaki “yeşil” ve “çevreci” adı altında ürün ve firma sayısı %73 artış göstermiştir. Fakat daha da önemlisi piyasadaki ürünlerin %95’i vaat ettiği sözde çevreci kriterlere uymuyor ve böylelikle Greenwashing Günahları’ndan birisini işliyor.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; greenwashing aslında çevreye duyarlı ürünlere artan yoğun ilgiden yararlanma girişimi ve bir bakıma da tüketiciyi kandırma biçimidir. Böylece iyi niyetli tüketiciler bilmeden aslında yanlış olanı yapıyor olurlar. Çok yeni çıkan bir kavram olmasa da son yıllarda çevre dostu ürünler kullanmak isteyip doğanın geleceğini ve aynı zamanda da kendi geleceğini düşünen insanların artışı nedeniyle yaygınlaşmış ve birçok bilindik şirketin uygulamakta olduğu bir kavramdır.
Nasıl farkındalık kazanırız?
Greenwashing tuzağına düşmemek için dikkat edilmesi gereken birtakım noktalar vardır. Örneğin gerçekten çevreye duyarlı, geri dönüşümden faydalanan, biyobozunur malzemeler kullanan kısacası gerçekten çevre sağlığını düşünen şirketler bunları doğrulayabiliyor ve bu iddialarını ayrıntılarıyla destekliyorlar. Buna çok iyi bir örnek olan Allbirds.com ürettiği ayakkabılarda geri dönüştürülmüş pet şişeleri, merinos yünlerini, geri dönüştürülmüş karton ve Hint fasulyesi yağını kullandığını açıklıyor. (https://www.allbirds.com/pages/our-materials-wool ).
Satın aldığımız şeylerde Greenwashing perdesi olup olmadığını birkaç farklı şekilde doğrulayabilmemiz mümkün. ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) ‘nun web sitesinde yeşil yıkamanın yanıltıcı iddialarını anlamaya yönelik “yeşil yönergeler” anlatılmıştır. Özetleyecek olursak; ilk olarak yeşil boyamada en çok ambalaj ve reklamdan faydalanıldığı için bu kısım oldukça önemlidir. Şirketin reklamda iddia ettiği gibi veya yeşil, dönüştürülebilir, eko, sürdürülebilir, vegan gibi kavramları ambalajda kullanıp bahsettiği gibi, iddialarına yakın bir dille açıklamasıdır. Sonrasında bir ürünün başka bir ürüne kıyasla çevreye bir faydası olduğu iddia edilirse bu iddia şirket tarafından kanıtlanmalı, doğrulanmalıdır. Ayrıca çevreci satış iddiası, bu iddianın ambalaja mı yoksa ürüne mi olduğunu belirtmelidir. Bu oldukça fazla yanlış anlaşılmaya sebep olabilmektedir. Örneğin, çevresel fayda iddiası, plastik bir ürüne değil sadece onun ambalajına olabilir ve bu belirtilmediği takdirde bu plastik ürünün de çevreye duyarlı olduğunu sanabiliriz. Böylelikle greenwashing dolayısıyla yanılmış oluruz.
investopedia.com greenwashing hakkında doğrulanmamış olsa da birkaç örnek listesi yapmış. Bunlara bir bakalım;
- Bir perde içeren plastik bir ambalaj, “geri dönüştürülebilir” olarak etiketlenmiş fakat tam olarak neyin dönüştürülebilir olduğu belirtilmemiş. Bu durumda, küçük bileşenler dışında paketin içeriği veya herhangi bir parçası dönüştürülemiyor ise bu iddia aldatıcıdır. Yani bu perde Greenwashing kurbanı olmuştur diyebiliriz.
- Bir çöp torbası geri dönüştürülebilir olarak etiketlenmiş. Fakat aslında işin doğrusu şudur; çöp poşetleri genellikle çöp sahasında diğer çöplerden ayrı değildir. Bu sebeple herhangi bir amaç için de tekrar kullanılabilmeleri pek olası değildir. Ortaya atılan iddia ise anlamlı bir yararın olmadığı koşullarda çevreye duyarlı olmadığından dolayı aldatıcı bir iddia olmuştur.
- Bir halı, ilk halinden %50 daha fazla geri dönüştürülmüş içerikli olarak etiketlenmiş. Fakat üretici geri dönüştürülmüş içeriği %2’den %3’e çıkarmış. Aslında bu teknik olarak doğru sayılsa da ortaya konan etiket halının önemli miktarda geri dönüşüme uğradığı izlenimini veriyor ve yanlış anlaşılmaya sebep olabiliyor.
Greenwashing olayını yapan firmalar, günümüzde çevreye duyarlı insanların iyi niyetlerinden kötü bir şekilde faydalanmaya çalışsa da tüketiciler, bu firmaların yapıyor olduğu “gizli çevre düşmanlığına” karşı giderek daha da bilinçlenmeye başlıyor. Bundan dolayı firmaların, pazarlamacıların ve reklamcıların, ürünlerinin sürdürülebilirliği ve çevreye duyarlılığı konusunda yalnızca gerektiği ve sorulduğu zaman değil direkt olarak; kesin kontrolleri, tam olarak anlaşılır biçimde ve detaylı olarak pazarlıyor oldukları ürün özelinde belirtiyor olmaları gerekmektedir.
Yazar: Zeynep AYDIN
Tüm güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi sosyal medyada takip edin...