Türkiye dört tarafı denizlerle çevrili olan nadide bir ülkedir. Bulunduğu konumdan dolayı birçok avantaja sahiptir.
Balıkçılık faaliyetleri de bunlardan biridir denilebilir. Ülkemizde balıkçılık faaliyetleri oldukça yaygındır ve ekonomik anlamda da yeri önemlidir. Tabii ki her şeyde olduğu gibi bu faaliyeti de şartlarına uygun şekilde gerçekleştirmek gerekmektedir.
Öncelikle balık avı için izin verilen dönemler dışında hiçbir şekilde av yapılmamalıdır. Bu biyoçeşitlilik için önemlidir. Bir diğer önemli husus ise kullanılan araç ve gereçler ve bunların kullanım şekli. Bunlardan en çok gündemde olan ve ciddi sorunlara yol açan problem ise balık ağları. Denizlere bırakılan, unutulan, kayalıklara takılıp yırtılan ve orada denizin dibinde onlarca yıl kalan ve gizlice avlanmaya devam eden ‘’hayalet ağlar’’. Hayalet teçhizatı ve hayalet balıkçılık konusu, ilk olarak 1985 yılında balıkçılık üzerine yapılan bir FAO komite oturumunda vurgulanmıştır.
Hayalet ağ adından da anlaşılacağı üzere su altında olan ağlara verilen isimdir. Misina veya uzatma ağları olarak da ifade edilir. Bu ağlar bilerek veya kaybolması istenerek suyun altına bırakılır. Bu ağlar, okyanusta / denizde kullanılamaz ya da yıpranmış olduğundan kurtulmak için elden çıkaran balıkçılar tarafından atılır. Ağ araçları üretiminde kullanılan malzemeler plastik kökenli olduğundan uzun yıllar bozulmadan kalan hayalet ağlar, kontrolsüz bir şekilde avlanmaya devam ederek balıkları, deniz kaplumbağalarını, yunusları, su kuşlarını, mercan resiflerini kısacası tüm marine popülasyonunu tehlikeye atmaktadır. Hayalet ağlara yakalanan canlılar açlık ve enfeksiyona neden olarak hareket edemezler, en sonunda da ölürler. Öte yandan ise çöpçüller ölü balıktan beslenmek için gelir ve onlar da hayalet ağa takılır. Bu tamamen yok edici bir kısır bir döngüye dönüşür. Küresel olarak, deniz memelilerinin %45’i, deniz kuşlarının %25’i ve tüm deniz kaplumbağası türleri hayalet ağlar da dahil olmak üzere denizel atıklardan etkilenmiş durumda. Bu durum geçimini bu yolla sağlayan kişiler içinde ekonomik yıkıma yol açmaktadır . Yıllar sonra hayalet ağlar çözünmeye başladığında ise mikro plastik olarak tüm deniz canlılarının midesine girer. Daha sofralarımıza ,oradan da vücudumuza girmekte. Zaten son yıllarda mikroplastik devamlı sofralarımızda bulunmakta. Bu da birçok sağlık sorunu teşkil etmekte.
Genel açıdan bakıldığında hayalet ağları yol açtığı durumlar: Ekosistem tükenir, leşçil beslenen canlılar oluşur, ekolojik denge bozulur, deniz dibinde kokuşma ve çürümeler oluşur, su kalitesi bozulur, çözündüğünde mikroplastiğe dönüşür.
Gizli avcıları azaltmak, engellemek ve marine sistemi korumak adına “Denizlerin Terkedilmiş Av Araçlarından Temizlenmesi , Hayalet Ağ Avcıları ‘’ Projeleri hayata geçirilmiştir.
Hayalet Ağ Avcıları Projesi, Gökova Körfezi’nde yoğun olarak rastlanan hayalet ağları denizel ekosistemden uzaklaştırmak ve bu konuda farkındalığı arttırmak için hayata geçirildi.Proje ile Gökova Körfezi’nde her türlü su ürünleri avcılığına kapatılan Balıkçılığa Kapalı Alanların güçlendirilmesi, etkin ve sürdürülebilir korunması da hedeflendi. Ve Denizlerin Terkedilmiş Av Araçlarından Temizlenmesi Projesi ile sadece 2020 yılında 10 lokasyondan, toplam 10 bin metrekare hayalet ağ çıkarıldı.
Ayrıca deniz dibinden çıkarılan hayalet ağlar kadınların emeğiyle çeşitli materyallere dönüştürülerek tekrardan ekonomiye geri kazandırılmaktadır.
Kaynaklar:
https://www.evrensel.net/haber/356081/hayalet-aglar-olum-saciyor
https://tr.history-hub.com/hayalet-aglari-nedir
https://tudav.org/calismalar/balikcilik/surdurulebilir-balikcilik/hayalet-avcilik/
https://tssf.gov.tr/denizlerimizin-gelecegini-tutsak-etmeyelim-hayalet-aglar/
Yazar: Merve BALI
Bizleri desteklemek ve tüm güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi sosyal medyada takip ediniz...
