EAA [Electrical aerosol analyser]Elektrikli aerosol analizci.

EC [Effect concentration; environmental concentration] Etki yoğunlaşması; çevresel yoğunlaşma.

ECD [ Electron capture detector ]Elektron tutma detektörü.

EDAFİK [Edaphic] Toprakla ve onun bitki ve hayvan yaşamı üzerindeki etkisiyle ilgili.

EF [ Emission factor; enrichmentfactor ]Emisyon etkeni.

EFEO [Environmentally favorable energy options] Çevre yönünden elverişli enerji seçenekleri.

EİA [Environmental impact assessment] Çevresel etki değerlendirmesi.

EİL [Environmental impainnent liability] Çevresel bozulmanın sorumluluğu.

EKİSTİK [Ekistics]İnsan yerleşimlerini inceleyen bilim dalı.

EKMAN TABAKASI [Ekman layer] Yakın atmosferde rüzgârın veya okyanuslarda üst akıntıların yükseklik veya derinlikle yön değiştirdiği tabaka.

EKOLOJİ [Ecology] Organizmaların birbirleriyle ve çevre­leriyle olan ilişkileri inceleyen bilim dalı.

EKOLOJİK KONUM [Nichel] Bir türün yaşamını sürdürmesi için gerekli tüm koşulları sağlayan ekolojik yaşama ortamındaki yeri.

EKOSFER [Ecosphere] Yeryüzünün canlıları içeren bölümü; biyosfer ve karşılıklı etkileşimin söz konusu olduğu atmosfer, hidrosfer ve litosfer kesiti.

EKOSİSTEM [Ecosystem) Birbirleri ile ve cansız ortamla ilişki içinde olan kendi içinde yeterli bitki ve hayvan topluluğu.

EKOTON [Ecotone] Yağmur ormanı ile ona bitişik ağaçlık yada otlak gibi iki ekolojik topluluk arasındaki geçiş alanı.

ELEKTRODİYALİZ [Electrodialysis] Suyun tuzunun gideril­mesinde kullanılan elektrokimyasal işlem.

ELEKTROSTATİK ÇÖKTÜRÜCÜ [Electrostatic precipitator] Yüklenmiş parçacıkların çöktürülmesi süreci ile bu parçaları taşıyan gazın atmosfere bırakmadan önce tabi tutulduğu etkili temizleme yöntemi.

ELEME [Screening] Yüzen ve asılı duran iri katı maddeleri lağım suyundan bir tür elek kullanarak gerçekleştirilen ayırma işlemi; bir kom posttan yabancı maddelerin ayrılması.

EMiSYON [Enıission] Gaz yada gaz ve partikül karışım­larının atmosfere verilmesi.

EMİSYON ENVANTERİ [ Emission inventory] Belirli bir coğrafi alanda havaya boşaltılan başlıca hava kirleticilerinin listesi. Listeleme miktar (gün/ton) ve kirlilik kaynağı göz önüne alınarak yapılır.

EMİSYON STANDARDI [ Emission standard] Belli koşul­larda belli bir kaynaktan yasal olarak boşaltılabilen azami kirletici miktarı. Boşaltım standardı olarak da adlandırılır.

EN İYİ KULLANILABİLİR TEKNOLOJİ [BAT = best available technology] Maliyeti göz önüne almaksızın yada uygulanmasının gerekliliği kanıtlanmış, kirliliği maksimum azaltabilen teknoloji. Optimum teknolojik süreç.

EN KULLANIŞLI ÇEVRESEL SEÇENEK [BPEO=best practicable environmental option] Belirli bir ortamda (deniz, hava, toprak) bir kirleticiye karşı getirilen çözümün bir diğer ortamda kirliliğe yol açabileceği olasılığının göz önünde bulundurulması gereklini vurgulayan kavram.

EN OLASI SAYI [MPN = Most probable number] Kirlenmiş sudaki bakterilerin sayısının olasılık formüllerine dayalı olarak istatistiksel tahmini.

EN YÜKSEK VE EN İYİ KULLANIM [Highest and best use] Bir yerin (yörenin) optimal kullanımı.

ENDEMİK [Endemic]Belirli bir bölgenin yerli türü.

ENDRİN [Endrin] Klorlu hidrokarbonlar sınıfından çok zehirli, geniş spektrumlu böcek öldürücü.

ENDÜSTRİYEL ATIK [Industrial waste] Endüstriyel işlemler sonucunda ortaya çıkan atık, özellikle sıvı atıklar. Bu atıkların hava, toprak ve su üzerinde olumsuz etkileri vardır.

ENDÜSTRİYEL ATIK SU [Industrial sewage] Endüstriyel işlemlerden oluşan atık su. Ham maddelerden, ürünlerden ya da imalatta kullanılan maddelerden kaynaklanır.

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ [Energy conversion] Bir enerji biçiminin diğerine dönüşmesi.

ENERJİNİN KORUNMASI [Energy conservation] İnşaat yasaları, toprak kullanım yönetmelikleri, ulaşım politikası ve alternatif enerji kaynaklarıyla ilgili olarak enerji kaynaklarının denetimli kullanımı.

ENGELLEYİCİLER [ Inhibitors ]      Bir       sistemin      işleyişini durduran yada yavaşlatan kimyasal maddeler; bozulmayı önlemek için petrol ürünlerine eklenen maddeler.

ENTROPİ [Entropy] Yararlanılamayan enerjinin ölçümü; bir sistemdeki düzensizliğin düzeyinin ölçümü.

ENZİM [ Enzyme ]Canlı maddeye özgü katalizör.

EPA [Environmental Protection Agency ]Çevre koruma ajansı.

EPİDEMİOLOJİ [Epidemiology] Bir nüfus topluluğundaki hastalıkların sıklıklarının ve yaygınlıklarının incelenmesiyle ilgili tıp bilimi.

EQO [Environmental quality objective]Çevre kalite hedefi.

EQS [Environmental quality standard]Çevre kalite standardı.

ER [Endogenous respiration]İç solunum.

ERİŞİM DIŞI ALAN [Nonattainment area ] Herhangi bir hava kirletici madde açısından ulusal hava kalitesi standartlarını aşan alan.

EROZYON [Erosion] Havanın yâda insanların müdahalesi sonucunda kaya parçacıklarının ve toprağın asıl yerlerinden kopmaları, taşınmaları ve başka bir yerde kalmaları süreci.

ESA [Environmentally sensitive area] Çevre yönünden duyarlı alan.

ESER ELEMENTLER [Trace elements] Havada, suda ve yiyeceklerde çok düşük yoğunluklarda bulunan kurşun, bakır, çinko, arsenik, cıva ve vanadyum v.b gibi elementler.

ESMER KÖMÜR [Brown coal ]Düşük kaliteli kömür; linyit.

ESNEK ZAMAN [Flexible time]Değişken çalışma saatleri.

EŞBASINÇ EĞRİLERI [Isobars ] Hava haritalarında eşit baro metrik basınç noktalarını birleştiren çizgiler; bu çizgiler, kirlilik dağılması için önem taşıyan hava akımı detaylarını oluşturur.

EŞİK DOZU [Threshold dose] Bir maddenin ölçülebilir bir etki yaratmak için uygulanması gereken asgari dozu. Ölçülebilir asgari doz.

EŞİK SINIRI DEĞERI [TL V = Threshold limit value] Bir işçinin maruz kalabileceği ve kendisi için tehlikeli olmayan azami kirletici dozu.

ETEK [Boom] Sudaki yağ serpintilerinin yayılmasını önlemek için kullanılan aygıt.

ETOBUR; ETÇIL [Carnivore] Et yiyerek enerji sağlayan canlı.

EV İÇİ ALERJI YAPICILAR [Indoors allergens] Hayvan ve bitki artıkları, polen, spor ve alg (su yosunu) içeren ev içi tozları.

EVSEL ATıK SU [Domestic sewage] Evlerin ve işyerlerinin oluşturduğu ve fabrikaların endüstriyel nitelik taşımayan pis sularının da dâhil olduğu atık su.

EVSEL ATıK SU ARITIMI [Sewage treatment] Sağlığa ve çevreye yönelik tehlikenin azaltılması amacıyla atık suyun arıtılması işlemi; ilkin mekanik işlemlerin kullanıldığı, daha sonra bunu biyolojik ve kimyasal işlemlerin izlediği bütünsel bir süreç.

EVSEL ATıK SU ARITMA TEsIsI [ Sewage treatment plant ] İçinde atık suyun işleme tabi tutulduğu ve nihai tasfiye aşamasına hazırlandığı yan tesis.